Blog

TÜRKİYE'NİN AR-GE HARCAMALARI

04.12.2015 23:59
Yıllar Toplam Ar-Ge Harcaması(Milyon Dolar) GSYH Oranı(%)
2008 6.893 0,73
2009 8.087 0,85
2010 9.267 0,84
2011 11.154 0,86
2012 13.062 0,92
2013 14.807 0,95
2014 17.598 1,01
Toplam 80.868  

 

İHRACAT KİLOGRAM FİYATI

04.12.2015 23:43

İHRACAT KİLOGRAM FİYATI EN ÖNEMLİ EKONOMİNİN GELİŞMİŞLİK DÜZEYİNİ GÖSTERİR

04.12.2015

 

TÜRKİYE’nin, 2014 yılı 157,6 milyar dolar. Bu rakamı, ihraç ettiğimiz ürünlerin toplam ağırlığına oranladığımızda kilogram başına 1,6 dolar çıkıyor. Yani, 1 kilogramlık Türk malını yurt dışına 1,6 dolara satabiliyoruz.

Turquality desteği kapsamındaki firmaların ise  ihracat kilogram fiyatı 3 doları aştı.

Bu rakam Almanya’da 4,1 dolar, Japonya’da 3,5, Güney Kore’de 3 dolar.

Biz de bu rakamı orta vadede 2,5-3 dolara, uzun vadede 4 doların üzerine çıkarabilirsek, Türkiye dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmiş olacak.

Bunun için yapılması gerekenler:

1.      Ar-Ge’ye çok önem vermek.

2.      Turquality Destekleri

3.      TÜBİTAK, KOSGEB destekleri

Yani katma değeri artırmak

 

“EKONOMİDE CİDDİ SORUNLAR BULUNUYOR”

04.12.2015 23:22

TÜSİAD YİK BAŞKANI TUNCAY ÖZİLHAN DİYOR Kİ;

 

“EKONOMİDE CİDDİ SORUNLAR BULUNUYOR”

 

BU DÖRT HUSUS ZEHİRLİ KOKTEYL

1.     Türkiye’de ve dünyada resesyon yaşanıyor.

2.     Gelir adaletsizliği

3.     Mülteci akımı

4.     IŞİD terörü ve radikalleşme

 

SORUNLAR

1.     Düşük büyüme hızına rağmen yüksek cari açık

2.     İhracatın duraklaması

3.     Yurtiçi tasarrufların gerilemesi

4.     Sanayimin GSYH içindeki payının giderek küçülmesi

5.     Düşen hammadde fiyatlarına rağmen enflasyonun yüzde 7’nin altına inmemesi

6.     İşsizlik oranının yüzde 9-10 bandında seyretmesi

7.     Yüksek gelir adaletsizliği

8.     Borçluluğun yükselmesi

 

TALEPLER VE ÖNERİLERİ

1.     Demokrasimiz yıprandı>Onaralım.

2.     Ekonomimiz 2-3 yıldır sıkıntıda ve zarar gördü>ekonomiyi büyütmek lazım.

3.     Toplumsal barış ve adaleti tesis etmemiz gerekir.

 

 

Moskova’ya ekonomimizi çökertecek kadar bağlıyız”

03.12.2015 23:09

Moskova’ya ekonomimizi çökertecek kadar bağlıyız”

·         Aralık 3, 2015

 

 

“Moskova’ya ekonomimizi çökertecek kadar bağlıyız”

Dünya Enerji Konseyi Üyesi Necdet Pamir, SÖZCÜ’ye açıkladı.

Özlem GÜRSES/İSTANBUL

Türkiye ile Rusya arasında yaşanan krizde herkesin aklındaki soru şu: Moskova doğalgazı keserse ne olur? Bunu enerji uzmanı Necdet Pamir’e sorduk. Pamir, “Hayat altüst olur” dedi ve ekledi: Elektrik üretemezsiniz, ısınamazsınız, sanayiniz durur. Tek alternatif var. Rüzgar, güneş ve su kaynaklarımız…

Türkiye uzunca bir zamandır Ortadoğu’daki kararlarının sonuçlarını yaşıyor. Avrupa’ya kadar yayılan şiddet, yasadışı örgütlenmeler, mülteci krizi ve son olarak da Rusya ile girilen sonu öngörülemez gerginlik.
Ortadoğu, dünyanın en geniş petrol ve doğalgaz rezervlerinin kaynağı olarak tüm savaşların arenası olmaya devam ediyor.
Peki bu enerji savaşlarında hangi ülke ne durumda? Tüm dünya siyasetini şekillendiren enerjide tablo ne? Türkiye enerji üretimi ve tüketiminde ne boyutta dışa bağımlı ? Rusya vanaları kaparsa ne olur? Nükleer bir çözüm mü? Tümünü ülkenin en değerli enerji uzmanlarından birine sordum: ASAM Genel Koordinatörü ve Dünya Enerji Konseyi üyesi Necdet Pamir’e.

KAYNAK VAR KULLANAMIYORUZ

Enerji Uzmanı Necdet Pamir, Özlem Gürses’in sorularını yanıtladı. Pamir, enerjide dışa bağımlılığın yenilenebilir enerjiyle aşılabileceğini söyledi, “Tek alternatif, rüzgar, güneş, su kaynakları” dedi. 

SİYASETE PETROL YÖN VERİYOR

- Enerjide en sıcak başlık hangisi?
Petrol ulaşım sektörünün vazgeçilmez girdisi olarak en fazla kullanılan yakıt. Hızla payını artıran kaynak da doğalgaz. Elektrik üretiminde kömür çok önemli. Dünyadaki asıl eğilim ise yenilenebilir enerji. Güneş, rüzgar, hidro, biyoyakıtlar… Dünya siyasetine ne yön veriyor derseniz; bir petrol, iki doğalgaz. En son veriler itibarıyla petrolün yüzde 48’i Ortadoğu’da; en fazla da Suudi Arabistan’da. Dünya petrollerinin yüzde 10’una İran, yüzde 11’ine Irak sahip. Ortadoğu’da araştırma ve geliştirme maliyeti düşük. Bu açıdan vazgeçilmez. Ama dünyada ağır petrol olarak en fazla rezerv Venezuella’da. Venezuella’nın bir türlü başının beladan kurtulmamasının sebebi de bu.

- Peki Türkiye’de petrol ya da doğalgaz kaynağı var mı?
Türkiye çok az aranmış bir coğrafyadır, denizlerimiz neredeyse hiç aranmamış. O nedenle kesin bir veri söylemek zor. Ama Güneydoğu, Ortadoğu’daki plakaların uzantısı, orada petrol sahalarımız var. Kürtlerin kullanılması da zaten bununla ilgilidir. Doğalgazımız ise var ama yüzde 1’ini karşılıyor tüketimimizin. Türkiye geçen sene 257 milyar kilovat saat elektrik tüketti. Şu anda Türkiye’nin bilinen ama devreye almadığı kaynaklarını topladığınız zaman (hidroelektrik, rüzgar, güneş, jeotermal, linyit ve biyokütle) 750 milyar kilovat saatlik kaynak eder. Yılda tükettiğimiz 257 milyarın 3 katı! Petrol bulmadım, kömür bulmadım, doğalgaz bulmadım. Rüzgardan, güneşten, su kaynağımdan aldım. Ancak böyle dışa bağımlı olmaktan kurtulursunuz.

ACİL DURUMDA NE YAPILIR?

- Türkiye, enerjide Rusya’ya ne kadar bağımlı? Eğer vanalar kapanırsa ne olur?
Rusya’yla ülke ekonomimizi çökertebilecek bir bağımlılık içindeyiz. Doğalgazın yüzde 55’ini alıyoruz oradan. Doğalgaz kesildiği an elektrik üretemezsiniz, konutlarda ısınamazsınız, sanayiniz de durur! Doğalgazın kalanını yüzde 18 İran, yüzde 12 Azerbaycan, Cezayir ve Nijerya’dan da sıvılaştırılmış gaz şeklinde alıyoruz. Rusya kestiği zaman, altüst olabilir hayat. Rusya keser mi kesemez mi, hukuki olur mu olmaz mı? “Teknik arıza oldu” derler. “Ukrayna sifonluyor” derler. Böyle acil bir durumda Türkiye ne yapabilir, ilk akla gelen depolama. Mevcut depomuz hem son derece sınırlı, 2.6 milyar metreküp. İran’a dönebilirsiniz, dünyanın en fazla doğalgaz rezervine sahip ülkesi İran, son 3 yılda Rusya’dan da fazla. Ama ürettiği kadar tüketiyor… Çok istese, bize bayılsa bile yine veremez… Azerbaycan da öyle.

IRAK TÜRKİYE’Yİ ŞİKAYET ETTİ

- Türkiye petrolü nereden alıyor? Kaçak petrol ve IŞİD petrolü kullanıyor mu?
Biz hâlâ petrolün yüzde 32’sini Irak’tan yüzde 30 kadarını da İran’dan alıyoruz. Sırf ham petrol almıyoruz, petrol ürünleri alıyoruz ayrıca, bunu da yüzde 16 oranında yine Rusya’dan alıyoruz. Irak anayasasına göre Irak’ın neresinde üretilirse üretilsin petrol Irak halkına aittir. Ama siz senelerdir Irak’ın kuzeyinde üretilen petrolü, merkezi hükümeti pas geçerek alıyorsunuz. Bu yasadışı. Uluslararası tahkimde bu konu. BOTAŞ ve Türkiye şikayet edildi, nereye varacak bilmiyorum. Putin diyor ki, “IŞİD’le petrol ticareti yapıyorsunuz.”
- Cumhurbaşkanı Erdoğan da asıl siz yapıyorsunuz diyor!
O zaman ispat etmesi gerekir Türkiye’nin de. Bizi suçlayanların uydudan tespit edilmiş veri var ellerinde, New York Times yayınladı bu görüntüleri. Amerikan Hazine Bakan Yardımcıları’ndan David Cohen Türkiye’de bazı alıcıların IŞİD petrolünü aldığını kaç kere söyledi. Bakın cümlesi aynen şöyle: “Bize gelen bilgilere göre, IŞİD petrolü çok düşük fiyatlarla aralarında Türkiye’den de kişilerin bulunduğu çeşitli aracılara satıyor, bunlar da petrolü yeniden satılmak üzere naklediyordu. Ayrıca, öyle görünüyor ki, IŞİD’in kontrolünde olan bölgelerden çıkarılan petrolün bir kısmı önce Irak’taki Kürtlere, sonra da Türkiye’ye satıldı.” Cohen şu anda da CIA’nin Başkan Yardımcısı. Demek ki ellerinde bazı uydu kayıtları var.

KAÇAK PETROL HER YERDE

- Dün Al Arabiya Gazetesi’nden bir araştırma vardı, IŞİD petrolü nasıl İsrail’e gidiyor diye…
Evet, iddia şu: IŞİD, Irak ve Suriye petrolünü Türkiye’deki Türk ve Kürt aracılara satıyor, oradan da petrol İsrail limanlarına ulaşıyor.
- Peki bütün bu karaborsa alışveriş nasıl sisteme sokuluyor?
Kaçak petrol diye bir şey delik deşik senelerdir Türkiye’ye giriyor. Kaçak petrol her yerde var. Meclis’teki Akaryakıt Kaçakçılığını Araştırma Komisyonu raporlarına bakın. En ünlü şirketlerin bile bu işi yaptığı bilgisi var.

NÜKLEER DE RUSYA’YA BAĞLI

- Nükleer santral enerjide bağımsızlığı getirir mi?
Somut veriler üzerinden gidelim. Akkuyu’da bir anlaşma imzalandı, inşaatın tamamını GazProm yapacak, Ruslar yani. Çünkü biz nükleer santral inşaatı yapamayız, bilmiyoruz. İşletmeyi de Ruslar aldı, üstelik yakıt tedariki de Rusya’dan. Zenginleştirilmiş uranyum onların. Yani her anlamda yüzde 100 Rusya’ya bağlısınız bunda da! Her sürecinde Ruslara bağımlı olduğunuz bir nükleer santral sizi nasıl ülke olarak enerjide bağımsız yapacak?
- Enerjide özelleştirme politikaları sorunları çözer mi?
Tabii ki hayır! Enerjide gırtlağımıza kadar dışa bağımlıyız çünkü! Tek bildikleri ise sürekli özelleştirme yapmak. Enerji sektörü stratejik bir sektördür. Türkiye’nin elektrik kurulu gücünün yüzde 75’i özelleşmiş durumda, yüzde 100 olacak. Kamu santralleriniz yok, özel sektör benim için kârlı değil yatırım yapmıyorum dediğinde ne yapacaksınız?

1990: Enerjinin yüzde 25’i dışarıdan 2015: Enerjinin yüzde 75’i dışarıdan

 

 

“MOSKOVA’YA EKONOMİMİZİ ÇÖKERTECEK KADAR BAĞLIYIZ”

 

- Enerjide dışa bağımlılık azaldı mı?
Olur mu hiç, bakalım rakamlara: 1990 yılında enerjide dışa bağımlılığımız yüzde 50 idi, 2002’de yüzde 62. Bu yıl yüzde 75. Türkiye’nin resmi şu: Yüzde 75 dışa bağımlıyız birincil enerjide. Tükettiğiniz enerjinin yüzde 32’sini doğalgazla karşılıyorsunuz. Doğalgazın yüzde 99’unu dışarıdan alıyorsunuz. Yüzde 27 oranında petrol kullanıyorsunuz. Bunu da yüzde 93 oranında dışarıdan alıyorsunuz. Tükettiğiniz kömür yüzde 25 oranında. Bunun da yarısını ithal ediyorsunuz. 4-5 milyar dolar da ona veriyorsunuz, toplam 55 milyar dolar ödüyorsunuz bu enerji ithali için. Türkiye’nin toplam ithalatının dörtte biri yani. Üstelik elektriğinizin yaklaşık yarısını doğalgazdan üretiyorsunuz. Atıl bekliyor sizin kaynaklarınız ama siz her gün yeni ithal kömür ve doğalgaz tesisi için lisans veriyorsunuz.

Hangi ülke, niye Ortadoğu’da?

- ABD Ortadoğu’da çünkü…
Petrol. Vazgeçeceği de yok. ABD yüzde 25 oranında dışa bağımlı petrolde.
- Rusya Ortadoğu’da çünkü…
Rusya hem petrolde hem doğalgazda kendine yeten, ihraç eden bir aktör. Ortadoğu’da denizlere çıkabilmek için var. Amacı doğalgazın Akdeniz üzerinden nakli.
- Katar Ortadoğu’da çünkü…
Katar’ın önce Suudi Arabistan sona Suriye üzerinden geçip LNG şeklinde doğalgaz pazarlama çabası var. Buna karşılık olarak da İran’ın İran – Irak – Suriye doğalgaz projesi var. Bu iki proje çatışıyor. Suriye’de birbirleriyle çatışmalarının ve Beşar Esad’ın devrilmeye çalışmasının nedenlerinden biri de bu.
- Suudi Arabistan Ortadoğu’da çünkü…
Rusya, Avrupa’nın en önemli ülkelerine doğalgaz veriyor. Buna kim alternatif oluşturacak? Katar. Suudi Arabistan şunu söyledi Putin’e: “Esad’ın gitmesinin önünü açın, biz de bunun karşılığında bu yeni doğalgaz hattının buradan geçmesine izin vermeyeceğiz.”
- Türkiye Ortadoğu’daki enerji savaşlarında ne tür bir pozisyon almalı?
Türkiye bir zamanlar laik, demokratik, hukukun üstün olduğu bir yapı iken, bütün komşularıyla kavgalı hale geldi. İran’la gerginsiniz. Suriye’yle, Lübnan’la öylesiniz… Karşı kamptan İsrail’le de düşmansınız. Ermenistan’la iyi değilsiniz. Şimdi Rusya ile kapışmışsınız. Yapılması gereken üzerine vazife olmayan işleri bırakıp komşularınızla iyi geçinmek. Çünkü istikrarın olmadığı bir coğrafyada yatırım da olmaz. Tüm bu adamlarla kavga ettiğiniz zaman enerjiniz büyük darboğaz yaşar.

 

ENERJİ ANALİZLERİ-1

03.12.2015 22:34

ENERJİDE GENEL GÖRÜNÜM

Mustafa Pamukoğlu

03.12.2015

Kaynak: TPAO Raporu

 

 

 

Enerji, bir ülkenin ekonomik ve sosyal gelişiminin en temel ve

sürükleyici gereksinimlerinden birisidir. Bu bakımdan, “enerji

güvenliği” olgusu, ekonomik güvenliğin ve ulusal güvenliğin

yaşamsal unsurlarındandır.

 

Enerji, toplumsal yaşamlarımızı

sürdürebilmemiz için gerekli olan hemen tüm süreçler

için vazgeçilmez bir girdi olup; sanayi, ulaştırma, konut ve

ticarethane alt sektörlerinde kullanılmaktadır.

 

Bugün dünyada tüketilen enerji, çok sayıda enerji kaynağından elde edilirken;

petrol, doğal gaz ve kömür gibi fosil kaynaklar, bu kaynaklar

içinde % 87’ye yakın bir ağırlık taşımaktadır

 

Petrol, özellikle ulaştırma sektörünün temel enerji kaynağı

olarak, dünya birincil enerji tüketimi içinde en büyük paya

sahiptir. Petrolü takip eden doğal gaz ve kömür ise büyük

ölçüde elektrik üretiminde kullanılmaktadır.

 

 

Petrol, 2013 yılı sonu itibari ile dünya enerji talebinin

% 33’ünü, doğal gaz ise % 24’ünü karşılamıştır.

 

 

2013 yılında toplam birincil enerji talebinin % 42,3’ünün

elektrik üretimi için kullanıldığı gözlemlenmektedir. 2035

yılında bu rakamın % 46,6’ya çıkması beklenmektedir.

 

Elektrik üretimi için tüm birincil enerji kaynakları kullanılmaktadır.

 

Petrol daha çok taşıma sektörü tarafından talep edilmektedir.

Nitekim dünya petrol tüketiminin % 52,8’i taşıma sektöründe

gerçekleşmektedir.

 

2035 yılına kadar petrol talebinin % 21 oranında yükselmesi; bu süre zarfında ulaşımda petrol

kullanım oranının % 94’ten % 89,4’e düşmesi, ulaşım için

kullanılan enerji oranının ise % 18’den % 17’ye düşmesi

beklenmektedir.

 

20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren özellikle hızlı sanayileşme

ile artan çevre kirliliği, fosil yakıtlar arasında nispeten temiz

ve verimli bir yakıt olan doğal gaza yönelik talebin artmasına

neden olmuştur.

 

 BP Energy Outlook 2035 birincil enerji

dikkati çekerken, enerji arzı da yükselmektedir. Bu kapsamda

özellikle Asya Pasifik bölgesinde enerji arzının 1,5 katına

çıkması en dikkati çeken husustur . Bölgede özellikle

doğal gaz ve kömür üretiminde artış beklenmektedir.

 

Özellikle OECD dışı ekonomilerde Çin ve Hindistan’ın ekonomik

performansları dikkat çekmektedir. Bu kapsamda Çin’in

son dönemde başlattığı enerji yoğunluğunu düşürmeye

yönelik politikaların uzun dönemde de devam etmesi

beklenmektedir.

 

Enerji talebine ilişkin trendler projeksiyonuna göre, 2013 ile 2035 yılları arasındaki

dönemde, kömürün artışa katkısının özellikle Çin’in kömür

yoğun endüstrileşmeyi terk etmeye başlaması sonucunda

giderek azalması, gazın payının ise artması beklenmektedir.

 

ABD’nin 2035 yılı itibariyle enerji ihtiyacının tamamını öz

kaynaklarından karşılayarak kendi kendine yeterli bir ülke

haline geleceği öngörülmektedir.

 

Bugün en büyük ithalatçı bölgelerin başında gelen Avrupa Birliği’nin yerini 2030’da

Çin’in alması beklenmektedir.

 

Rusya’nın ise en büyük ikinci petrol ve doğal gaz üreticisi olması ve en büyük enerji

ihracatçısı konumunu sürdürmesi, 2035 yılında dünya

enerji talebinin % 4,1’ini karşılayacak enerji ihracatını

gerçekleştirmesi beklenmektedir.

ATATÜRK'ÜN BAKANI

03.12.2015 22:11

İŞTE BAKAN, İŞTE DEVLET ADAMI

Yıl 1934, o dönemde Milli Eğitim Bakanlığı Ulus'tadır. Bakan ise Niğdeli Abidin Özmen'dir. Bakan, makamında çalışmaktadır. Kapı çalınır.

Bakanın gür sesi:

"Giriniz!"

Atatürk'ün yaverlerinden biri, yanında iki çocukla makama girerler. Bakan konuklara yer gösterir ve kendisine iletilen zarfı acar.

Atatürk'ten gelen bir mektuptur bu:

"Bay Abidin Özmen, Milli Eğitim Bakanı..."

Abidin Özmen zarfı özenle acar ve mektubu dikkatle okur:

"Yaver Bey'le, size iki fakir ve kimsesiz çocuk gönderiyorum. Bu çocukları, uygun göreceğiniz, bir liseye (parasız yatılı olarak) kaydını yaptırın..."

Bu, Atatürk'ün bir emridir. Kesinlikle yerine getirilecektir. Bakan Özmen, Orta Öğretim Genel Müdürünü çağırtır ve su direktifi verir:

"Yaver Bey'in yanındaki bu iki çocuğun evrakını alınız ve bu çocukların Haydarpaşa Lisesi'ne paralı yatılı olarak kaydını yaptırıp, her ikisi için de üçer yıllık paralı yatılı makbuzlarının veli ve ödeyen hanesine Atatürk'ün ismini yazdırarak bana getiriniz" der.

Bakanın emri yerine getirilmiştir. Abidin Özmen de kısa bir mektup yazarak Yaver Bey'le Atatürk'e yollar.

Mektubun içeriği şöyledir:

"Muhterem Atatürk, Yaver Bey'le göndermiş olduğunuz iki çocuk hakkında emirlerinizi aldım. Ancak, arkasında Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve Cumhurbaşkanı Atatürk gibi biri bulunduğu için; bu çocukları fakir ve kimsesiz olarak kabul etmeme, hem yasalarımız, hem de mantığımız izin vermedi. Bu nedenle her iki çocuğun da emirleriniz gereği Haydarpaşa Lisesi'ne paralı yatılı olarak kayıtlarını yaptırdım. Çocukların üçer yıllık okul taksitlerine ait makbuzları ekte takdim ediyorum..."

Atatürk bu mektup üzerine, devrin Başbakanı İsmet İnönü'ye telefon ederek:

"Bak senin Milli Eğitim Bakanın bana ne yaptı" diyerek olayı anlatır. İnönü, Bakan adına özür diler.

Atatürk:

"Yok! Der, özür dileme. Çok memnun oldum. Keşke her devlet adamı bu medeni cesarete sahip olabilse ve doğruyu gösterebilse."

Tarihi değeri olan ve hiçbir yerde yayımlanmayan bu anının unutulup gitmesine gönlü razı olmayan Bakanın yeğeni yüksek mimar H. Rahmi Özmen, 15 Ağustos 1985 günü bu mektubu gazeteci-yazar Vahap Okay'a iletir. O da 15 Eylül 1985'te gazetesinde yayımlar.

İşte devlet böyle kurulur, devlet böyle adamlarla yönetilir...

Mustafa Kemal’in Bakanları böyleydi.

İŞSİZLİK İLE İLGİLİ KAVRAMLAR

17.11.2015 20:32

İŞSİZ KİME DENİR?

Yaşı 15  veya daha fazla olup bir iş bulunmayan,fakat cari ücret düzeyinde çalışmaya hazır olan ve bir iş bulmak için çaba gösteren kimsedir.

İŞGÜCÜ NEDİR?

Bir ülkede işsizler ile istihdam edilenlerin toplamına işgücü denir.

İŞSİZLİK ORANI NASIL HESAPLANIR?

(İşsizler Sayısı/İşgücü)*%100=İşssizlik Oranı

EKSİK İSTİHDAM NEDİR?

Düzenli işleri olmayan,geçici işlerde çalışan kimseleri kapsar

İŞGÜCÜNE KATILIM ORANI NASIL HESAPLANIR?

İşgücü/Çalışma yaşındaki nüfus

İSTİHDAM-NÜFUS ORANI NASIL HESAPLANIR?

Çalışanların Sayısı/Çalışma yaşındaki nüfus

AĞUSTOS 2015 İŞSİZLİK VE İŞGÜCÜ TÜİK İSTATİSTİKLERİ

17.11.2015 20:31

ULUSLARARASI ŞEFFAFLIK DERNEĞİNİN TESPİTLERİ

13.11.2015 23:20

DÜNYADA AKLANAN KARA PARA TUTARI 2 TRİLYON DOLAR
Aklamanın yüzde 70'i şirketler aracılığı ile yapılıyor
Dünyada yapılan yolsuzluk tutarının dünya milli gelir toplamına oranı yüzde 

G-20 ülkeleri bu konuda sözünü tutmamış durumda.En iyi çalışmayı yapan İngiltere.

 

ULUSLARASI ŞEFFAFLIK DERNEĞİ'NİN DEĞERLENDİRMESİ    
İlke Puan(%)  
Gerçek sorumlunun tanımı 100  
Risklerin belirlenmesi ve azaltılması 0  
Doğru bilgi edinme 25  
Gerçek sorumlu bilgisine erişim 7  
Tröstler hakkında bilgi 0 Veri yok
Tröstlerin bilgisine erişim  0 Veri yok
Şirket ve meslek sorumlulukları 55  
Yerel ve uluslar arası işbirliği 63  
Gerçek sorumlu bilgileri ve vergiden kaçınma 75  
Hamiline hisseler ve temsilci hissedarla 75  
 

İlk Blog

10.09.2015 15:33

Yeni blog'umuz bugün oluşturuldu. Buraya odaklanın ve sizi bilgilendirmek için çalışalım. RSS feed sayesinde, bu blogda yeni mesajları okuyabilirsiniz.

<< 1 | 2