ENERJİDE GENEL GÖRÜNÜM
Mustafa Pamukoğlu
03.12.2015
Kaynak: TPAO Raporu
Enerji, bir ülkenin ekonomik ve sosyal gelişiminin en temel ve
sürükleyici gereksinimlerinden birisidir. Bu bakımdan, “enerji
güvenliği” olgusu, ekonomik güvenliğin ve ulusal güvenliğin
yaşamsal unsurlarındandır.
Enerji, toplumsal yaşamlarımızı
sürdürebilmemiz için gerekli olan hemen tüm süreçler
için vazgeçilmez bir girdi olup; sanayi, ulaştırma, konut ve
ticarethane alt sektörlerinde kullanılmaktadır.
Bugün dünyada tüketilen enerji, çok sayıda enerji kaynağından elde edilirken;
petrol, doğal gaz ve kömür gibi fosil kaynaklar, bu kaynaklar
içinde % 87’ye yakın bir ağırlık taşımaktadır
Petrol, özellikle ulaştırma sektörünün temel enerji kaynağı
olarak, dünya birincil enerji tüketimi içinde en büyük paya
sahiptir. Petrolü takip eden doğal gaz ve kömür ise büyük
ölçüde elektrik üretiminde kullanılmaktadır.
Petrol, 2013 yılı sonu itibari ile dünya enerji talebinin
% 33’ünü, doğal gaz ise % 24’ünü karşılamıştır.
2013 yılında toplam birincil enerji talebinin % 42,3’ünün
elektrik üretimi için kullanıldığı gözlemlenmektedir. 2035
yılında bu rakamın % 46,6’ya çıkması beklenmektedir.
Elektrik üretimi için tüm birincil enerji kaynakları kullanılmaktadır.
Petrol daha çok taşıma sektörü tarafından talep edilmektedir.
Nitekim dünya petrol tüketiminin % 52,8’i taşıma sektöründe
gerçekleşmektedir.
2035 yılına kadar petrol talebinin % 21 oranında yükselmesi; bu süre zarfında ulaşımda petrol
kullanım oranının % 94’ten % 89,4’e düşmesi, ulaşım için
kullanılan enerji oranının ise % 18’den % 17’ye düşmesi
beklenmektedir.
20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren özellikle hızlı sanayileşme
ile artan çevre kirliliği, fosil yakıtlar arasında nispeten temiz
ve verimli bir yakıt olan doğal gaza yönelik talebin artmasına
neden olmuştur.
BP Energy Outlook 2035 birincil enerji
dikkati çekerken, enerji arzı da yükselmektedir. Bu kapsamda
özellikle Asya Pasifik bölgesinde enerji arzının 1,5 katına
çıkması en dikkati çeken husustur . Bölgede özellikle
doğal gaz ve kömür üretiminde artış beklenmektedir.
Özellikle OECD dışı ekonomilerde Çin ve Hindistan’ın ekonomik
performansları dikkat çekmektedir. Bu kapsamda Çin’in
son dönemde başlattığı enerji yoğunluğunu düşürmeye
yönelik politikaların uzun dönemde de devam etmesi
beklenmektedir.
Enerji talebine ilişkin trendler projeksiyonuna göre, 2013 ile 2035 yılları arasındaki
dönemde, kömürün artışa katkısının özellikle Çin’in kömür
yoğun endüstrileşmeyi terk etmeye başlaması sonucunda
giderek azalması, gazın payının ise artması beklenmektedir.
ABD’nin 2035 yılı itibariyle enerji ihtiyacının tamamını öz
kaynaklarından karşılayarak kendi kendine yeterli bir ülke
haline geleceği öngörülmektedir.
Bugün en büyük ithalatçı bölgelerin başında gelen Avrupa Birliği’nin yerini 2030’da
Çin’in alması beklenmektedir.
Rusya’nın ise en büyük ikinci petrol ve doğal gaz üreticisi olması ve en büyük enerji
ihracatçısı konumunu sürdürmesi, 2035 yılında dünya
enerji talebinin % 4,1’ini karşılayacak enerji ihracatını
gerçekleştirmesi beklenmektedir.